M.Ö. 3000 yılından önce, Batı Asya, Çin ve Mısır’da hüküm süre bazı toplumlar, yumuşak kil üzerinde silindiri hareket ettirip, silindirdeki şekli tablete basarak matabaacılığın temelini atmıştır. Avrupa’da matbaacılık, 15. yüzyılın ortalarında Almanya Mainz’da yaşayan Alman demirci, kuyumcu, matbaacı ve yayıncı Johannes Gutenberg tarafından geliştirilmiştir. Gutenberg, mekanik ve hareketli tip matbaayı Avrupa’ya getiren, matbaa devrimini başlatan ve Avrupa’yı modernizasyona doğru yönlendiren ilk kişidir. Matbaa; 15. yüzyılın sonuna gelindiğinde Avrupa çapında 250’den fazla şehirde kullanılmaya başlanmıştır.
16., 17. ve 18. Yüzyılda Avrupa’da matbaa endüstrisi gelişmeye devam etmiş ve giderek daha fazla insana ulaşmıştır. Antwerp merkezli matbaacı Christophe Plantin’in faks makinesi gibi yeni teknikler ve ürünler ortaya çıkmıştır. Basılı materyaller, italik yazının ilk kullanımı ve Caslon Roman Old Face yazı tipinin piyasaya sürülmesiyle, 1716 ile 1728 yılları arasında günümüzdeki matbaa ve baskı tekniğine yaklaşılmıştır. Sanayi devrimi sırasında ise matbaa, giderek daha güçlü bir endüstri haline gelmiştir.
1800 yılında Charles Stanhope; ahşap yerine demir çerçevenin kullanıldığı ilk baskı makinesini tasarlamıştır. Bu baskı makinesi daha hızlı, daha dayanıklı ve daha büyük sayfalara baskı yapabilme özelliğine sahiptir. Daha sonra, 1843’te, ilk litografik rotasyon baskı makinesi Richard March Hoe tarafından icat edilmiştir. Bu baskı makinesi, baskı sürecini önemli ölçüde hızlandırmıştır. 1890’da Bibby, Baron & Sons ilk fleksografik baskı makinesini geliştirmiş ve böylece baskı, ambalaj sanayisinde kullanılmaya başlanmıştır.
Önceki yüzyılların birçok önemli icat ve devrimleri, Avrupa’daki baskı endüstrisinin 20. yüzyıla hakim ve büyüyen bir endüstri olarak başlamasını sağlamıştır. Gelişmeye ve büyümeye devam eden endüstri ile, kağıda baskı için ilk litografik ofset baskı makinesi 1903 yılında Amerikan kağıt üreticisi Ira Washington Rubel tarafından geliştirilir. 1923’te ise Koenig & Bauer; banknot baskısı için kullanılan dört renkli baskı makinesini piyasaya sürmüştür.
20. yüzyılın ilk yarısında, tebrik kartları, karton kapaklı kitaplar, kartvizitler, davetiyeler, dergiler gibi basılı ürünler gittikçe daha çok artmıştır. Böylelikle baskı ve matbaacılık, daha popüler ve gelişen bir endüstriyi haline gelmiştir. Yıllar geçtikçe baskı teknolojisi gerek ofis, gerek ev ortamında daha fazla insanın ihtiyaç duyduğu bir alan olmaya başlamıştır. Böylelikle 1975’te ilk lazer yazıcılar piyasaya sürülmüştür. 1985 yılında, baskı ve içerik oluşturmayı daha erişilebilir ve uygun bütçeli hale getirerek baskı endüstrisinde devrim yaratan masaüstü yayıncılık, 1993 yılında ise dijital baskı geliştirilmiştir. Dijital baskının geliştirilmesi ile birlikte, 20. Yüzyılın sonlarına doğru matbaacılık ve baskıda dijitalleşme devrimi başlamıştır. Dijitalleşme ile birlikte, baskı ve içerik erişimi çoğu sektör için rahat, hızlı, pratik ve ekonomik bir seçenek haline gelmiştir.